12 Eylül 2013 Perşembe

The Bony King of Nowhere - Yeni ve eski folk bir arada!

Herhalde yaz başından bu yana albüm kritiği yapmıyorum. Hafiften bir özlem belirdi bende. Bence her iki taraf için de bu özlem iyi oldu. Bu arada Spotify sağ olsun, her gün başına 20 grup keşfettim. Bu arada, sizlerle paylaşılacak çok grubum, yazılacak çok cümlem oldu.


Son aylarda bilmem farkında mısınız ama çoğu grubun kökeni için Belçika'yı ziyaret eder olduk. Belçika yakında yeni Avusturya'mız olursa şaşırmayalım ya da Belçika sound diye bir şey mi uydursak? Bu kadar karakteristik şarkılar ya da projeler çıkarsa dalgasını geçtiğimiz konu pek güzel kavramsallaşabilir. Neden olmasın?

"The Bony King of Nowhere" adlı proje de Belçika'dan hayatlarımıza arzu endam etmekte. Bram Vanparys adlı güzel bir abimizin projesi daha doğrusu. Daha ilk notadan sizi sarıp sarmalayan bir proje bu. Her ne kadar folk temelli bir proje olsa da BKN, farklı grupların etkileşimlerini oldukça rahat hissedebilirsiniz bu güzel notalarda. Başka bir deyişle "Related Artists: Balthazar, Iron & Wine and Anne Soldaat". Bu grup ya da projelerin hiç birini dinlemediyseniz, BKN'yi şu şekilde anlatabilirim size. Hem eski hem yeniyi bir arada barındıran bir sound.  Avrupa folk geleneğini alan modern folk ile birleştirip bunu bizim sofralarımıza sunan çok güzel bir proje. Başka bir deyişle Nick Drake'in modern folk unsurlarından beslenerek ortaya çıkışı gibi ve yine başka deyişle Nick Drake'e Iron & Wine sosu katmak gibi.


Bram Vanparys gerçekten hem iyi bir solist hem de müzikten anlayan iyi bir müzisyen. BKN'de yaptığı işlere baktığımızda solist olarak kısıtlı sesini oldukça iyi kullandığını söyleyebiliriz. Sesini bu kadar iyi kullanabilme sebebi ise sanırım müziğe olan hakimiyeti olsa gerek. Şarkıların belki de en 'dramatik' anlarında kısıtlı vokalini o kadar iyi müziğine harmanlıyor ya da geri plana atıyor ki işte o zamanlarda bu adamın gerçekten iyi bir müzisyen olduğunu anlıyorsunuz. Bu durum BKN'de solist performansını epeyce yükseklere çekebiliyor. Şöyle ki bu post'u yazmaya koyulmadan önce Bram'in solist performansını hem çok sıradan hem çok güzel olarak yorumlama telaşı içerisindeydim. Böylesine garip bir ikilemde sürüklenirken Bram'in müzikal yeteğine yoğunlaşarak BKN'yi dinlediğimde durumun aslında Bram'in müzikal yeteneğinde yattığını fark etmiş oldum. İyi oldu böyle.

Yazıma son verirken, bu güzel projeyi daha fazla arka sıralarda bırakmayınız demek istiyorum. Zaten indie bir müzik janrı olarak ne çekiyorsa kendi tayfasından çekiyor, bari siz bu gruplara yeteri desteği vermekten çekinmeyin.

Sevgiler,
desfigures


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder