21 Ekim 2013 Pazartesi

Belçika'da Neler Oluyor?

Bu aralar Belçika'dan hayal dahi edemeyeceğim gruplar çıkıyor. Hani hepsi mi iyi olur? Oluyor işte. Bir grup buluyorum farz-ı misal, sonrasında bu grubun orjini neredenmiş diye bakıyorum, pat diye Belçika çıkıyor karşıma. Hangi birini yazacağımı şaşırdım. Biz blogger'ların da bir sabır noktası var!



Bu kadar güzel grup Belçika'dan çıkınca, bu güzelim grupları kategorileştirerek anlatmak da farz haline geldi. Şimdi bu güzel grupların bence en benzer yanlarından biri, başka bir deyişle kesişim kümelerinden biri melodik halleri. Tüm gruplarda öncelik melodiye verilmiş. Şöyle anlatayım, hani Anadolu rock deyince aklımıza üç aşağı beş yukarı benzer bir melodik hal geliyor ya, bu gruplarda da benzer bir hal var. Kendilerine has bir melodik yanları var. Aeon Spoke, Thirteen Senses sevenler, fav'a atsınlar.

Kesişim kümesinin bir diğer elemanı ise solist performansları üzerinden ortaya çıkıyor. Solistlerin performansları da kesinlikle naiflik üzerinden şekillenen bir yapıda. Bağırmadan çağırmadan da insanları etkileyebilecekleri inanan bir grup güzel insan. Bence çok da iyi yapıyorlar.

Kesişim kümesini anlattıktan sonra grupların farklılaştığı tek ve önemli noktaya yoğunlaşalım; bu da grupların folk ve alternatif rock tarzlarında müzik icra etmeleri. Sadece alternatif rock üzerine konuşacak olursam, yukarıda bahsettiğim gibi Aeon Spoke ve Thirteen Senses kıvamındaki bir alternatif rock halinden bahsediyorum. Dahası değil.

Gruplara teker teker bakacak olursak; (Belki bu grupları ilerde yazarız, belki bu grupları önceden de yazmışızdır)

The Me in You: Son zamanlarda hayatımı alt üst eden bir grup. İnanılmaz bir hüzün ama kırmadan dökmeden. Naif bir solist, güzel klavye alt yapıları ve uzun yolculukların melodileri. Bu gruba kesinlikle ilerleyen zamanlarda kritik olarak yer verilecek.

Marble Sounds: Blog'un gediklileri Marble Sounds'u çok yakından bileceklerdir. The Me in You naifliğinde ancak biraz daha post rock sularına da yakın bir müzik. Naif solist yine iş başında.

Amatorski: Diğer gruplara kıyasla metronom biraz daha alıp başına gitse de, Amatorski de melodik yanıyla benzerlerinden ayrılan. Her melodisiyle bizleri can evimizden vuran bir grup. Yine klavyeler, delay'lere banmış gitarlar, güzel yaylılar...

Puggy: Yine Belçika'nın verimli topraklarından hayatımıza giren bir grup. Güzel melodiler yine ön planda ancak Puggy diğerlerine nazaran bayağı kendine münhasır, biraz daha pop bir grup. Ancak kesişim kümesindeki melodileri güzel bir harmanla dünyamıza soktuğunu açıkça belirtmem gerekmekte.

Balthazar: Folk tarafında da güzel şeyler oluyor dedik. Geçen aylarda The Bony King of Nowhere adlı bir diğer Belçikalı folk temsilcisini sofralarınıza sunmuştuk. Balthazar , TBKN kalibresindeki bir diğer grup. Yine benzer tınılar, benzer hareketler ve benzer samimiyet. Yine naif vokaller ve yine güzel melodiler.

The Bony King of Nowhere: Bu abiyi anlatmaya gerek yok sanırım. Sizi direk şu post'a ışınlatıyoruz. Kritik.  


Dediğimiz kadar varmış değil mi? Kesinlikle var. Yeni yetme Belçikalı indie gruplar gümbür gümbür gelmekte ve biz buradayız demekte. Bizlere yolları açık olsun demekten başka bir şey düşmüyor sanırım.
















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder